Ağrı İlimiz
Dünden Bugüne
Ağrı İlimiz
Ağrı, doğuda İran sınırı, batıda Muş ve Erzurum, kuzeyde Iğdır ve Kars, güneyde ise Van ve Bitlis illeriyle çevrili, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir şehirdir. Ortalama 1.640 metre rakıma sahip olan Ağrı’nın 2024 yılı nüfusu 499.801’dir.
İlde Ağrı merkezinin yanı sıra Diyadin, Doğubayazıt, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay ve Tutak ilçeleri bulunmaktadır. Doğubayazıt, Gürbulak Sınır Kapısı’na yalnızca 35 kilometre uzaklıktadır ve İran’a komşu stratejik bir konumdadır.
Ekonomisi büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanan Ağrı, aynı zamanda zengin turizm potansiyeli ile öne çıkar. Doğal güzellikleri, tarihi mirası ve kültürel zenginlikleri sayesinde, bölge hem yerli hem de yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline gelmiştir.


Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Ağrı, Orta Asya’dan Anadolu’ya geçiş yolunda stratejik bir konumda yer almıştır.
İpek Yolu gibi önemli ticaret yolları, kervan yollarının kesiştiği noktalar ve bölgede bulunan kale kalıntıları, höyükler, yeraltı tünelleri, mağaralar ve taş kitabeler, ilin zengin kültürel geçmişinin kanıtlarıdır. Ağrı, bu tarihî ve doğal zenginlikleriyle inanç, kültür, doğa, yayla, mağara, kuş gözlemciliği ve termal turizm gibi birçok alanda geniş bir turizm yelpazesi sunmaktadır.
Ağrı İlimiz
Yükselen Değer: Ağrı
Turizm altyapısı son yıllarda yapılan yatırımlarla gelişmektedir. 2023 Turizm Vizyonu, Doğa Turizmi Master Planı ve DAP Planı ile birlikte, kamu, özel sektör ve sivil toplum iş birliği artmıştır. Bu çalışmalar, Ağrı’nın kalkınmasına ve Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlamayı hedeflemektedir.
Şehir, kültürel mirası ve eşsiz yapılarıyla dikkat çeker. Doğubayazıt’taki İshak Paşa Sarayı Osmanlı, Selçuklu ve Fars mimarisinin izlerini taşıyan etkileyici bir eserdir. 1685’te Çolak Abdi Paşa tarafından başlanan sarayın inşası, II. İshak Paşa döneminde 1784’te tamamlanmış ve toplamda 99 yıl sürmüştür.
Ağrı Dağı, 5.137 metre yüksekliğiyle bölgenin sembolü olup Nuh’un Gemisi’nin bu dağda karaya oturmuş olması nedeniyle bölgeyi inanç turizmi açısından da önemli kılmaktadır. Ağrı Dağı’nın güneyinde yer alan ve gemi şekline benzeyen doğal oluşum, her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Ayrıca, bölgenin önemli filozof ve şairlerinden Ahmed-i Hani’nin türbesi de dini turizmin önemli duraklarından biridir.
Ağrı kış turizmi için de cazip imkanlar sunar. Ülkemizin ve dünyanın en keyifli tırmanış merkezi olan Ağrı Dağı’nda yaz ve kış tırmanışları oldukça keyifli ve talepkar bir spordur. Ağrı’da solo kış tırmanışı hala önemli bir hedeftir.
2004 yılında milli park ilan edilen Ağrı Dağı Milli Parkı 88.104 hektarlık alana yayılarak Küçük ve Büyük Ağrı Dağları, Nuh’un Gemisi Kalıntıları ve Meteor Çukuru gibi doğal zenginlikleri kapsar. Bu bölgede doğa yürüyüşü, kuş gözlemciliği, mağara keşifleri, sportif olta balıkçılığı ve av turizmi gibi aktiviteler yapılabilmektedir.
Ayrıca Diyadin ilçesindeki termal kaplıcalar da şifalı suları ve konaklama imkanları ile dikkat çekmektedir. Yılanlı, Köprü ve Davut Çermikleri, termal turizmde öne çıkan alanlardır.
Balık Gölü, Ağrı’nın doğal zenginliklerinden biridir. Yüksek rakımı, temiz havası ve eşsiz manzarasıyla doğaseverlerin uğrak noktası haline gelmiştir.
Ağrı’nın mutfağı da zengin bir kültürel birikime sahiptir. Abdigor köftesi, haşıl, alabalık, çiriş ketesi, beyaz bal, egirdek, tescilli geven balı, tescilli döneri , selekeli, mantı, otlu peynir, hengel, keledoş, pişi erdek, halise, yalancı köfte, murtuğa, saç kavurma, kete, ayran aşı, hasude, kuymak, göşteberg et ve erişte gibi yöresel lezzetler, kentin gastronomi zenginliğini yansıtır.